Değerli basın mensupları, değerli Yalovalılar,
TBMM gündemine taşıdığımız, ulaştırma ve alt yapı bakanlığına soru önergesi olarak verdiğimiz felaketin eşiğinden dönülen Hastane yolumuz için bir araya geldik.
1 yıl önce büyük törenle dönemin ulaştırma bakanı tarafından “kesintisiz ulaşımı sağladık” diyerek açılan Yalova Eğitim ve Araştırma hastanemizin yolu gördüğünüz gibi 1,5 metre çöktü ve gelinen son durum içler acısı.
Daha önce Yalova belediye başkan adayımız sayın Mehmet Gürel’in de gündeme getirdiği hastanemizin güney cephesinde çökmeler devam ediyor.
Anlaşılan o ki heyelan riski hiç hesaplanmamış gelişi güzel yığılan hafriyatın üstüne alt yapı yapılmadan atılan asfalt ile hesapsız kitapsız bir iş yapılmış.
1 yıl önce “Seyahat güvenliği ve trafik konforunu arttırdık, ulaşım ve iletişim altyapısını güçlendirdiğimiz Yalova’yı geleceğe hazırlıyoruz” diyen dönemin Bakanı 1,5 metrelik çökmeyi nasıl yorumluyor, merak ediyorum.
Önce ki bakan, bir seçim propagandasına dönüştürdüğü açılış esnasında, “Yatırımlarımızla Yalovalıları hizmete, istihdama, konfora yol açıyoruz, mutluluğa yol açıyoruz” demişti. Konfor ve hizmet çöken bu altyapı hizmetinin neresinde?
Yaşanan çökme nedeniyle yurttaşlarımız arasında hastane binalarının da zarar göreceği endişesi yaygınlaşıyor.
Değerli Basın mensupları,
Bugün karşımızda duran vaka, basit bir yol çökmesi değildir. Aslında “yaptım oldu” anlayışı ile liyakatsiz kişilere teslim edilen devlet yönetimi çökmüştür.
İşi ehline teslim etmek yerine, halkın cebinden çıkan vergilerden oluşan kamu kaynaklarının yandaşa, candaşa peşkeş çekilmesidir. Yalova’da yaşanan bu olay ne ilktir ne de son olacaktır.
Bakınız bir yıl önce şaşalı bir açılışla şov yapan kişi artık Bakan değil. Ancak ihaleye onay veren, ihalenin fiili olarak sorumluluğunu üstlenen dönemin Karayolları Genel Müdürü bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanı!
Dolayısıyla en az bir önceki Bakan kadar sorumlu! Şimdi kendisine soruyorum!
Değerli basın mensupları, kıymetli Yalova halkı
Bu sorulara bir cevap verilmeyeceğini biliyorum. Ancak aradığımız cevapların nerde olduğunu da biliyorum.
Bakınız, Yalovamız için son derece hayati olan bu hizmet için çıkılan ihaleye itiraz edilmiş. İhale şaibeli bir ihale, ihaleye itirazlar var! Firmanın bu ihaleyi gerektirdiği şartları taşımadığı söyleniyor.
Peki, söz konusu itirazlar nelerdi? Sizlere bir hatırlatmak isterim zira işin can alıcı noktası burası!
İDDAA 1: Sunulan Ticaret Sicil Gazetelerinde ihaleyi alan firmanın sunduğuteklif mektubunun, temsile yetkili kişi tarafından imzalanmadığı, bu nedenle teklifin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği söylenmiş!
Kamu İhale Kurulu ne yapmış? “Uygundur” demiş!
İDDAA 2: İhaleyi kazanan firmanın sunduğu İş deneyim belgesinin öngörülen işe uygun olmadığı yani bu konuda bir tecrübesinin olmadığı söylenmiş. Yetmemiş, iş deneyim belge tutarının teklif tutarı için yetersiz kaldığı ifade edilmiş.
Kamu İhale Kurulu ne yapmış? “Yeterlidir” demiş!
İDDAA 3: Sunulan bilanço bilgilerinin istenilen yeterlik kriterlerini sağlamadığı, kısa vadeli banka borçlarının, uzun vadeli borçlar olarak gösterildiği, hesaplama yapılırken mevzuata aykırı yuvarlamaların yapıldığı, yeterlik kriteri olarak istenilen gelir tablosunun istekli tarafından mevzuata uygun sunulmadığı, toplam cirosunun veya yapım işi faturalarının teklif edilen bedel için yetersiz olduğu ileri sürülmüş.
İşin Türkçesi, “evrakta sahtecilik” denilebilecek düzenlemeler yapıldığı belirtilmiş.
Kamu İhale Kurulu ne yapmış? “Yok” demiş!
İDDAA 4: Fiyat dışı unsurlara ilişkin puanlamada teklif oranları hesaplanırken yuvarlama yapılmayacağı hükmüne karşın sunulan teklif cetvelinde puanlamada yuvarlama yapıldığı, bu nedenle eksik puan almaları gerekirken tam puan aldıkları, dolayısıyla bu durumun Şartname hükmüne aykırılık teşkil ettiğisöylenmiş. Kamu İhale Kurulu ne yapmış? Bunu da “uygun” görmüş!
İDDAA 5: Sunulan geçici teminat mektubunun miktarının yetersiz olduğu ve geçerlilik tarihinin İdari Şartnamede belirtilen tarihten erken olduğu, sunulan banka referans mektubunun miktarının yetersiz olduğu ileri sürülmüş.
Kamu İhale Kurlu ne yapmış? “Yeterlidir” demiş.
İDDAA 6: Firmanın kendi malı olması gereken makine ekipmana ait bilgilerin eksik/hatalı beyan edildiği, sunulan makine ekipmanın Şartnamede istenilen özellikleri karşılamadığı da söylenmiş.
Kamu İhale Kurulu bunu da önemsememiş!
Kamu ihale kurulunun yapısını hepiniz biliyorsunuz. Buradan iktidarı rahatsız edecek herhangi bir karar çıkmaz.
Gerçekten de Kurul, 02 Aralık 2020 tarihinde verdiği kararla itirazları oy çokluğuyla haksız bulmuş! Yani “İhaleyi alan firma işin ehlidir” demiş. İşin ehli olan firma da işte bu yüzyılın eserine imza atmış!
Gördüğünüz üzere tuz baştan kokmuş!
Bugün burada oluşan Kamu zararında yüklenici firma kadar, itirazlara kulak tıkayan ve ihaleye onay veren Kurulun da sorumluluğu vardır! Sayın Bakan bu ihaleye onay verenler hakkında bir inceleme, soruşturma başlatacak mı merak ediyoruz!
Zira bu kurul bu iddiaları gerçekten ciddiyetle araştırarak karar vermiş olsaydı bu yol bu gün bu halde olmayacaktı.
Sonuç olarak bu konular siyaset üstü konulardır, bu açıklamayı siyaset olsun diye yapmıyoruz. Bu ilk değildir sonda olmayacak. Müteahhitler yaptıkları her işten sorumludur gerek bina yapsın gerekse yol yapsın, yapılan işin sorumluluğunu alıp hesap vermelidir.
Durum böyleyken bu yolun belediyeye devredilmesi ve faturanın Yalova halkına kesilmesini kabul etmiyoruz. Sorumlular kamuoyu önünde hesap verene kadar işin takipçisi olacağız.
Kamuoyunun bilgisine sunarım.